Bu aralar pazarlama, reklamcılık alanında yazılanları okuyorsanız native reklamcılık kavramı ile mutlaka karşılaşmışsınızdır. Reklamın native hali kullanıcılara doğal, eğlendirici ve reklam gibi olmayan reklam ile ulaşılmasını amaçlıyor.
Artık gelenekselleşen online reklam mecralarında cookie bazlı görüntülü reklamlar, sponsorlu arama motoru sonuçları doğru tüketiciye ulaşmak için başarılı yöntemler ancak hedef kitle bu yayınlara bağışıklık kazanmış durumda. Tarayıcısında reklam engelleyici kullanmayan kaç kişi kaldı ki? Muhtemelen kullanmayanlar da böyle bir seçeneklerinin olduğunu bilmiyor. Bu sebepten ötürü artık sitenin her yerinden çıkan görüntülü reklamlar karşısında tüketicide artık “banner körlüğü” oluştu. Tüm bunların sonucunda reklamverenlerin ve mecra sahiplerinin farklılaşmak için çabaları başladı ve native reklamcılık günümüzdeki haline ulaştı.
Native Advertising, markaların ve mecraların farklılaşma çabası sonucu ortaya çıkan okuyucusunu eğlendirecek, reklam kokmayan, bilgilendirici içeriklerden oluşuyor. Video içerisinde oyuncunun kullandığı telefon markası olarak mecrada yer almak, video başlangıcında geçilemeyen reklamlardan çok daha olumlu dönüşler sağlayabiliyor. Okuyucusuna fayda sağlayacak hoş bir içeriğin altına sponsor olduğunuzu belirtmek de sitenin her yerindeki banner’da yer almaktan daha fazla etkileşim oluşturabilmekte.
Artık Tüketiciler Reklam Görmek İstemiyor
Kaçımız televizyon izlerken reklamlar başladığında izlemeye devam ediyoruz ki? Hemen kumandaya sarılıp kanal değiştiriyoruz veya bir işimiz varsa reklamlar bitene kadar onunla meşgul oluyoruz. İnternette de aynı şekilde ziyaretçiler reklam sırasında ya telefonuna bakıyor yada zorunlu süre bitene kadar farklı sekmeye geçiyor. Bu nedenle artık ekranın arkasında çalışanların işi hiç olmadığı kadar zor. Doğal içeriklerle hedef kitleye ulaşmak gerekiyor. Bu durum için bir çözüm olarak karşımıza çıkan native reklamcılık kavramı; “bir mecrada yayın için sunulan ve kullanıcı deneyimini artırmaya odaklanan ücretli bir tanıtım türü” olarak tanımlanıyor.
Sosyal Medyada Native Modelleri Tercih Ediliyor
Facebook: Sponsorlu hikaye ve gönderiler
Twitter: Öne çıkarılan tweet ve profil
Youtube: Video önerileri
Daha birçok mecrada sayısız yöntem ile hedef kitleye doğal yöntemlerle erişmek amaçlanıyor. Bu reklamların birbiri ile ortak yönü ise kullanıcının mecra kullanımını etkilememesi, normal akış sırasında reklamlar ile karşılaşması. Bu sayede reklam antipatisinin de önüne geçilmiş oluyor.
Neden Native Reklamcılık Modelini Kullanmak Zorundayız?
Değişen tüketici davranışları bize gösteriyor ki artık online alışveriş yapan sayısı mağazaya gidenlerden fazla. İnsanlar artık satın alacağı her şey için interneti kullanmayı seviyor. Bu noktada da modelimizin önemi ortaya çıkıyor. “Native reklamcılık, internetin olduğu her yerde”. Ayrıca yazımın başında da bahsettiğim gibi tüketici artık reklam görmek istemiyor. Bir sayfaya geldiğinde sağdan soldan ekranı kaplayan bannerlar vs. düşünülenin aksine olumsuz etki yaratıyor.
Native reklamlar, tüketicinin kendi isteği ile karşısına çıkıyor ve ilgisini çekerse içeriği inceleyebiliyor. Bu sayede reklama olan ön yargı kırılmış oluyor ve “bu bana bir şey satmaya çalışıyor” algısı kayboluyor.